21 Temmuz 2013 Pazar

İLİŞKİLER

Uppppuzun bir aradan sonra merhaba der bir daha bu kadar açmaycağımı ve açma nedenlerimi de zamanla paylaşacağımı belirtir yazıya geçerim efenim:)

           Yaşı, sosyal konumu, eğitimi, aile kültürü ne olursa olsun hayatımızın odak konularından biridir ilişkiler. Bugün iki ayrı yerde iki ayrı kadın grubunun konuşmasına şahit olunca bu konu kafama takıldı. Acaba gerçekten bu kadar önemli mi yoksa bizler mi evirip çevirip bu konuyu kocaman yapıyoruz? Merak ediyorum da acaba gerçekten de başka majör şeyler yok mudur ilgilenmemiz, konuşmamız, akıl almamız gereken?
Dedim ya iki farklı kadın grubuna denk geldim diye ilki Starbucks’ ta otururken karşılıklı oturup hararetli konuşan iki kadındı. Tahminimce yirmili yaşlarının son yıllarında olan ve anladığım kadarıyla doktora yapmış akademik hayatta ilerlemeyi hedefleyen yani toplumumuzca kültür seviyesi yüksek diyeceğimiz kadın sınıfından olan bu iki arkadaş öyle hararetli konuşuyorlardı ki yanlarından geçen herkes onları izliyordu. Biri bir arayış için de     “ bir arkadaşım tanıştırdı, şu şu özellikleri var, tipi bu “ filan diye anlatıyor ve sonra “geçen defa tanıştırdığından çok farklı” ile bitirdi. Öyle bir liste çıkardı ki ortaya “bay mükemmel vücut bulmuş” dedirtiyor. Karşılıklı dualarla “ ay inşallah bu defa olucak, ortak noktalarımız çok, ilgi alanları da bunlarmış, olur bence bak şunları yaplarla” devam ediyor. Oturdukları saatler boyunca konu ilişki kurmaya çalışmak ve cümlelerde gazlamalar üzerine şekillendi. Masalarımız dip dibe olduğundan ben de yalnız oturduğumdan ister istemez tüm sohbete şahit oldum tabiJ Bir yandan da düşündüm bu iki kadının başka konuşacak hiçbir noktası gerçekten yok mu yoksa sadece bunu paylaşmak için mi bir araya geldiler. Bir de tabi şunu düşündüm bu kadar zorlamayla ve bunca beklentiyle hazırlanmış bir listeyle bir ilişki olur mu olursa ne kadar sağlıklı olur? Beklenti yüksek çünkü..
İkinci örnek de oradan kalktıktan sonra girdiğim bir butikte butiğin sahibi ve müşterisi arasında geçen bir konuşmaydı. Sahibe hanım kırklı yaşlarında müşterisi ise otuzlu yaşlarındaydı. Kırklı yaşlarında ki kadın on dokuz yıllık evliliğini bitirdiğini ve aslında çok da geç kaldığını ama çocukları için uzattığını müşterisi ise bir buçuk yıl da ayrıldığını olmayınca zorlanmaması gerektiğini ve şimdi yeni bir “fırsat” ( bu fırsat kelimesini de bu gibi durumlarda kullanım amacını oldum olası anlayamadım) çıkarsa değerlendireceğini anlatıyordu. İstemsizce güldüm farklı sosyal gruplardan kadınlar da olsa dert aynı. Bir de şunu merak ettim acaba erkeklerde bu ilişki mevzuna bizim kadar takıklar mı bunu başta kardeşim ve birkaç yakın arkadaşıma ayrıca bir ara sorucam.

Evet nerdeyse bütün diziler, filmler, şarkılar hep ilişki temalı, evet evrensel ve zamansız bir konu ama benim şahsi görüşüm abartıldığı yönün de. Aşk, aşık olmak, sevmek, sevilmek, kelebekleri hissetmek hepsi tabi ki çok güzel şeyler ama bu hayatta daha önemli şeylerin olduğuna, en başta bu hayata gelişimizin bir amacı olduğuna ve bu amacı bulup ne kadar gerçekleştirdiğimizi düşünmeye gerek olduğuna inanıyorum. “Sevgilin yok Gülşah anlamazsın sen” gibi bir cümle işitebilirim belki de ama napalım benim için bu dünya da her an düşünüp konuşmaya üzerine planlar yapmaya değen çok daha farklı konular var.  Tabi ki bu konu da paylaşılmalı, gerekiyorsa akıl alınmalı ama kardeşim 7/24 ‘de bu olmamalı. Bu konuşmalar hayata şekerleme tadı katmak içindir, sürekli konuşup sıkıp, sıkılmak için değil. Böyle olanlara  Cem Yılmaz ‘ dan “bakış açını değiştir” diyorum bak o zaman konuşup paylaşacak daha milyon tane şey bulacaksın ;)