Yaşı, sosyal konumu, eğitimi, aile kültürü ne olursa
olsun hayatımızın odak konularından biridir ilişkiler. Bugün iki ayrı yerde iki
ayrı kadın grubunun konuşmasına şahit olunca bu konu kafama takıldı. Acaba
gerçekten bu kadar önemli mi yoksa bizler mi evirip çevirip bu konuyu kocaman
yapıyoruz? Merak ediyorum da acaba gerçekten de başka majör şeyler yok mudur
ilgilenmemiz, konuşmamız, akıl almamız gereken?
Dedim ya iki farklı kadın grubuna denk geldim diye
ilki Starbucks’ ta otururken karşılıklı oturup hararetli konuşan iki kadındı.
Tahminimce yirmili yaşlarının son yıllarında olan ve anladığım kadarıyla
doktora yapmış akademik hayatta ilerlemeyi hedefleyen yani toplumumuzca kültür
seviyesi yüksek diyeceğimiz kadın sınıfından olan bu iki arkadaş öyle hararetli
konuşuyorlardı ki yanlarından geçen herkes onları izliyordu. Biri bir arayış
için de “ bir arkadaşım tanıştırdı,
şu şu özellikleri var, tipi bu “ filan diye anlatıyor ve sonra “geçen defa
tanıştırdığından çok farklı” ile bitirdi. Öyle bir liste çıkardı ki ortaya “bay
mükemmel vücut bulmuş” dedirtiyor. Karşılıklı dualarla “ ay inşallah bu defa
olucak, ortak noktalarımız çok, ilgi alanları da bunlarmış, olur bence bak
şunları yaplarla” devam ediyor. Oturdukları saatler boyunca konu ilişki kurmaya
çalışmak ve cümlelerde gazlamalar üzerine şekillendi. Masalarımız dip dibe
olduğundan ben de yalnız oturduğumdan ister istemez tüm sohbete şahit oldum
tabiJ
Bir yandan da düşündüm bu iki kadının başka konuşacak hiçbir noktası gerçekten
yok mu yoksa sadece bunu paylaşmak için mi bir araya geldiler. Bir de tabi şunu
düşündüm bu kadar zorlamayla ve bunca beklentiyle hazırlanmış bir listeyle bir
ilişki olur mu olursa ne kadar sağlıklı olur? Beklenti yüksek çünkü..
İkinci örnek de oradan kalktıktan sonra girdiğim bir
butikte butiğin sahibi ve müşterisi arasında geçen bir konuşmaydı. Sahibe hanım
kırklı yaşlarında müşterisi ise otuzlu yaşlarındaydı. Kırklı yaşlarında ki
kadın on dokuz yıllık evliliğini bitirdiğini ve aslında çok da geç kaldığını
ama çocukları için uzattığını müşterisi ise bir buçuk yıl da ayrıldığını
olmayınca zorlanmaması gerektiğini ve şimdi yeni bir “fırsat” ( bu fırsat
kelimesini de bu gibi durumlarda kullanım amacını oldum olası anlayamadım)
çıkarsa değerlendireceğini anlatıyordu. İstemsizce güldüm farklı sosyal
gruplardan kadınlar da olsa dert aynı. Bir de şunu merak ettim acaba erkeklerde
bu ilişki mevzuna bizim kadar takıklar mı bunu başta kardeşim ve birkaç yakın
arkadaşıma ayrıca bir ara sorucam.
Evet nerdeyse bütün diziler, filmler, şarkılar hep
ilişki temalı, evet evrensel ve zamansız bir konu ama benim şahsi görüşüm
abartıldığı yönün de. Aşk, aşık olmak, sevmek, sevilmek, kelebekleri hissetmek
hepsi tabi ki çok güzel şeyler ama bu hayatta daha önemli şeylerin olduğuna, en
başta bu hayata gelişimizin bir amacı olduğuna ve bu amacı bulup ne kadar
gerçekleştirdiğimizi düşünmeye gerek olduğuna inanıyorum. “Sevgilin yok Gülşah
anlamazsın sen” gibi bir cümle işitebilirim belki de ama napalım benim için bu
dünya da her an düşünüp konuşmaya üzerine planlar yapmaya değen çok daha farklı
konular var. Tabi ki bu konu da
paylaşılmalı, gerekiyorsa akıl alınmalı ama kardeşim 7/24 ‘de bu olmamalı. Bu
konuşmalar hayata şekerleme tadı katmak içindir, sürekli konuşup sıkıp,
sıkılmak için değil. Böyle olanlara Cem
Yılmaz ‘ dan “bakış açını değiştir” diyorum bak o zaman konuşup paylaşacak daha
milyon tane şey bulacaksın ;)