20 Mart 2013 Çarşamba

MODAYA KOTON BİR DOKUNUŞ


Moda son yıllarda “moda” olan adeta herkesin uzman kesildiği ve fakat çoğunluğun birkaç markayı kombinleyip fotoğraflayarak “ sıkı bir moda takipçisi”  olduğunu düşündüğü bir dünya haline geldi. Oysaki moda bu kadar sığ algılanmaması gereken bir kavram. Tarihe bakıldığında da önceleri sadece burjuva ve aristokrasi arasında yaygınken sonraları geniş halk kitlelerine kadar inmiştir. Koton’ un da öncülerinden olan bir tutumla moda ulaşılabilir şıklık kavramıyla birlikte anılmaya ve geniş çevreleri kapsamaya başlamıştır.
Moda bir koyun sürüsü yaratıp buna takılmak değil, aynılık da bile farklı olabilmektir benim için. Bu nedir denilirse de şudur; seri üretim olarak Koton’un 2013 ilk bahar- yaz kreasyonunda da üretilen o güzel modelleri milyonlarca kadın alıp giyecektir ama herkes aldığına ve giydiğine kendi dokunuşu değdirdiğinde yani stilini ortaya koyduğunda moda oluşmuş olur. Önemli olan ortalık da mağaza vitrini gibi dolaşmak değil, giydiğinle kişiliğini, zevklerini, hayattaki duruşunu yansıtabilmektir. Ben moda kendine yakışanı giymektir sözünü şu şekilde değiştiririm her zaman “ moda stiline yakışanı giymektir”. Modanın temel yapı taşı tarzdır. Ruhunla, gözlerindeki anlamla, elini, kolunu hareket ettiriş şeklinle, yürüyüşünle, yaşantınla ve dinlediğin müzikle uyumlu olanı bunu giymek daha doğrusu bunu yaşamaktır. Markaların sundukları çok farklı tarzları alıp ortaya güzel bir şey çıkarıp farkını koyabiliyor musun olay budur işte. Bu konu da Koton biz müşterilerine çok fazla ve farklı alternatifler sunuyor. Mesela klasik mi seviyorsun birbirinden şahane etekler, gömlekler arasından en seni yansıtanı alıp üstüne takılarla, şallarla farklı dokunuşlarla bambaşka pencereler açabilirsin ve ya Spordan şaşmam diyenlere Ole mesela her sezon birbirinden şahane seçenekler sunuyor o rengarenk dünyadan seni yansıtanı bulup günün trendi olan ama kendi modanı yaratacağın parçayı seçebiliyor musun işte moda dan anlayan sensin demektir. Yoksa moda gurmesi gibi etrafta gezip artıyla eksiyi ayırt edemeyenler gibi ortalıklarda gezersin.
Modanın bir diğer rolü de tarihi yansıttığını düşünmem. İçinde yaşanılan dönemi gelecek kuşakları aktarmak gibi misyonu var bence. Rönesans Dönemi, Sanayi Devrimi, Savaş Dönemi, Kriz Dönemi, Refah Dönemi, Milenyum zamanı gibi hayatın her alanının tanığıdır moda. İçinden geçilen her evrenin derin izlerini taşır, insanların zevklerini, maddi güç ve ya güçsüzlüklerini, o dönemin popüler olan kişilerini hepsini tarihe modayla kazıyabiliriz. Bunun bir de tersi de vardır tabii ki geçmiş de kalan değerleri de unutturmadan günümüze taşıyabiliriz. Koton’un bu sezon çalışması olan Barış Manço konseptli ürünleri ve mağazalara girdiğimiz de çalan şarkıları ile onu duymamış olan küçük çocuklar ve ya gençler de Barış Manço ile tanışıp onu tanıma şansı elde ettiler.
Endüstrisiyle dünya ekonomi pastasının bir devidir “ Moda Dünyası” .  Geçmişten günümüze pek çok film, şarkı bestelenmiştir bu ışıltılı dünya için hiç birimiz yerini ve önemini inkar edemeyiz ama iş bu ki moda tarafından yönetilen değil de modayı yöneten olmak istiyorsak farklılığımızı ortaya koyup kendi kimlik kartımız olan stilimizi oluşturmalıyız.  Kimlik kartımız olmadan sokağa bile çıkamıyoruz unutmayalım, durmak, düşünmek, bulmak ve uygulamak yapılması gereken sadece bu, eh bunu da bizim için sağlayan bir markamız var. Bu şansı kullanmalı ilk Koton mağazasına koşup reyonlara bakıp kendini bulmak kalıyor sadece geriye…

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.