Her gün haberlerde, gazetelerde, arkadaş sohbetlerinde, komşularda neler duyup neler görüyoruz. İşlenen cinayetler, uygulanan fiziksel ve psikolojik şiddetler, baskılar, aldatılanlar hepsini duyuyoruz maalesef. Sonuç oluyor mu orası tartışılır ama en azından duymaya başladık. Hatırlıyorum ben küçükken "ev de olan ev de kalır" diyen kadınlar vardı. Bunu kabullenen, sineye çeken, susan ama şimdi o kadınlar konuşuyor, anlatıyor ve hak arıyorlar ve nihayet biraz biraz sesleri duyulmaya başlanıyor. Evet hala ne dedikleri anlaşılmıyor ya da alınması gereken önlemler alınmıyor ama en azından birileri duymaya başlıyor. Ses olmadan gürültü de olmaz ya o yüzden ben inanıyorum bu duyulan ses bir gün kulakları sağır eden bir gürültü olacak....
Kadının kadına kötülüğü diye de bir şey var bunu da inkar etmemek lazım. Kabul bizler erkeklere göre hemcinslerimizi daha çok hırpalayan bir cinsiz, bu yüzden zaten içte birlik de eksiğiz. Ortada savaş varmış gibi yazdım farkındayım. Ama ne yazık ki var, hala kendini ispatlamaya çalışan "tamam kadınım ama önce insanım" diyen bir kimlik var ve bu çok kötü. Mesela, oku, çalış, didin ama hala çevren senin birinci vazifenin anne olmak olduğunu düşünüp bütün hayatını ona göre planlaman gerektiğini düşünüyor. Bu dayatmacı zihniyet bile durumun vahametini göstermekte.. Neyse umudu kaybetmeyelim bizler ve bizden sonra gelecekler bunları değiştirecek ve o güçlü kadınları oluşturacağız. Buna inanmak lazım ki başaralım. Dünya Kadınlar Günümüz Kutlu olsun... :)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Not: Yalnızca bu blogun üyesi yorum gönderebilir.